Don Kişot Romanında Sancho Panza Olmak

Tuhfe Toçoğlu Akgül
3 dakika
-+=

Biraz eli kalem tutmuş, biraz mürekkep yalamış birçok insan Donkişot dendiğinde bir şeyler söyleyebilir. En azından ben böyle düşünmek istiyorum. Peki herkesin bir fikri varsa ben ne diyeceğim? Aslında genel yargıların dışında bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Don Kişot’un yardımcısı olan Sancho Panza olmasaydı roman türünün başlangıcı olan bu yapıt bu kadar önemli bir yere sahip olmazdı ya da başka bir değişle ikincil kahraman Sancho Panza en az baş kahraman Don Kişot kadar değerli ve gerekli. 

Ortaya attığım bu düşünceyi kanıtlamak için öncelikle roman hakkında genel bilgileri biraz özetleyebilirim. Don Kişot, Cervantes’in ilk kitabını 1605 yılında yayımladığı ikinci kitabını ise 1615 yılında yayımladığı şövalye hikayelerinden etkilenen, bir baş kahramanın başından geçen bir serüvenin romanı. Yardımcısı ise Sancho Panza. İki karakteri de şöyle internetten biraz aratırsanız genel olarak onlarla ilgili aynı şeylerin tekrarlandığını görürsünüz. Ortak noktaları Donkişot hayalperest ve soylu; Sancho Panza ise kurnaz bir köylü. Şimdi kurnaz bir köylünün ben nesini anlatacağım dersiniz? Tabii ki onun öyle olmadığını. Kimin bakış açısından kurnaz olarak anlaşılmış ki…

Don Kişot’a, bir söz karşılığı yardım etmesinden mi, yoksa belli bir süre sonra Don Kişot’un gördüklerinin aslında doğru olmadığını ifade etmekten yorulup Donkişot’un dediklerini kabul etmesinden mi bilinmez… Ama bana kalırsa Sancho Panza’nın en önemli özelliği hep doğruyu söylemesi. Bu doğruyu söylemesine örnek vermek gerekirse herkes tarafından bilinen yel değirmenleri olayını verebilirim. Kendini şövalye zanneden Don Kişot yel değirmenlerini dev olarak görür ve saldırır. Bunu gören Sancho Panza ise onların devler değil yel değirmenleri olduğunu ifade etse de Don Kişot’u ikna edemez. Kısacası kral çıplak görmüyor musun diyen kişidir aslında Sancho Panza ve bu roman boyunca devam eder. Hatta Don Kişot’un dediklerinin doğru olabileceğini düşünürken bile doğruyu söyler, nasıl mı? Don Kişot karşıdan gelen koyun sürüsünü düşman ordusu olarak algılar ve ordunun başında da Serendib Adasının hükümdarı Alifanfaron var der. Sancho Panza ise Don Kişot’un geldiğini söylediği devleri ve şövalyeleri en azından kendinin göremediğini iletir. Sancho hâlâ kendinin göremediğini ifade etmekten çekinmez çünkü o doğruyu söyleyendir. Daha sonra şövalye hikayeleri kurgusu gereği Don Kişot’un zihninde yarattığı sevgilisi olan Dulcinea’yı bulmaları şarttır. Sancho ilk gördükleri köylü kızının aradıkları sevgili olduğunu söylemesi genellikle Sancho’nun düzenbaz biri olmasıyla ilişkilendirilir, ama Sancho’nun ifade ettiği bu köylü kızını, sadece Don Kişot’un dünyasındaki eksik parçanın tamamlaması için söylediği bellidir. Sancho’nun kendisi de pekâlâ bu kızın aradıkları prenses olmadığını bilmektedir. Sancho artık gerçeği sadece kendine saklamaya başlamıştır önemli olan efendisi olan Don Kişot’un saf mutluluğudur. 

Sancho’nun bu doğrucu tavrı aslında kurgunun ironik olmasını ve şövalye hikayeleriyle yoğrulmuş bir İspanyol edebiyatında yeni bir çığır açılmasını sağlamıştır. Kısacası kurnaz diye gösterilen bir kahraman aslında gerçeğin ve doğruluğun ta kendisidir ve bugün bütün edebiyatlarda başat olan roman türünün de başlangıç noktasıdır.

Yorum Yaz

Hizmetimizi geliştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Ayrıntılı bilgi Tamam