İnsanlar Arası En Birleştirici Öğe Müziktir

Sema Süvarioğlu
3 dakika
-+=

Sevgili hocam, Cemâlnur Sargut bugün yaptığı konuşmada “İnsanlar arası en birleştirici öge müziktir” cümlesini kurdu. Cân-ı gönülden inandığım bu önermenin doğruluğunu gözümle gördüğüm ve çok etkilendiğim bir deneyimimi paylaşmak istiyorum.

Güzel ülkemizin güzel insanlarının inançları, yaşam tarzları, giyim kuşamları açısından ayrıştırıldığı, hattâ bölündüğü acı da olsa bir gerçek. Bu durumun gittikçe derinleştiğini görmek de ayrıca üzüntü verici.

Dün akşam yıllardır birlikte şarkı söylediğimiz koro arkadaşlarıma, içinde bulunduğumuz ortam gerektirdiği için bu anımı anlatıyordum ki, bu sabah Hocam da bu konuyu gündeme getirince anekdotu yazmak farz oldu.

Pandemiden birkaç yıl önce bir yakınımızın düğününe davetliydik. Bildiğiniz, otellerin balo salonlarında yapılan yemekli düğünlerden biri. Düğün öncesi kokteyl de vardı. Davetlilerin bir kısmı, tabi hanımlar için, dekolte giysiler içindeyken diğerleri tesettür giyimi tercih etmişlerdi. Ailelerin farklı giyim tercihleri hemen göze çarpıyordu. Ama gençler birbirini sevmiş, hayatı birlikte yaşamaya karar vermişler ve süreç de nikah ve düğüne kadar ilerlemiş. Allah tamamına erdirsin. Dönelim düğüne.

Ayakta servis yapılan, alkollü ve alkolsüz içeceklerin sunulduğu kokteyl sırasında yukardan aşağıya süzmeler, ötekileştiren, eleştiren bakışlarla geçen, düğün sahiplerinin misafirlerini karşıladıkları ayak üstü sohbet ettikleri ön merasim bu şekilde sürüp salonun kapıları açılınca herkes isimlerinin yazıldığı masaya doğru ilerledi. Dikdörtgen şeklinde olan salonda, yuvarlak masalar arada bir geçiş koridoru bırakılarak sağ ve sol tarafa eşit sayıda yerleştirilmişti. Malum, düğünlerde kız ve erkek tarafının davetli sayısı hesaplamalarındaki hassasiyet. Davetliler masalarına yerleştikten sonra dehşet içinde fark ettim ki dekolte grubu salonun bir tarafına, diğer grup da karşı tarafa konuşlandırılmış. Tabii, bu durumun iyi niyetli, pratik nedenlerle tercih edilmiş, birbirini tanıyanlar daha kolay sosyalleşsinler ve sohbet etsinler diye organizasyon şirketi böyle bir düzenleme yapmıştı. Ama durum vahim, soğukluk, gerginlik diz boyuydu. Karşılıklı, birbirini eleştiren gözlerle süzmeler devam ediyordu.

Nihayet genç nişanlılar salona geldiler, nikâh kıyıldı, ilk dans edildi, büyüklerin elleri öpüldü. Bu arada yemek servisi de tamamlanmış, davetliler karınlarını doyurmuş, sıra eğlenmeye gelmişti. Yemekti, nikâhtı derken salondaki o sert hava da biraz yumuşamıştı. Tam o sırada mucizevi bir şey oldu. Hafif hafif seyreden yemek müziği bitip de DJ’in çaldığı, devletlileri “oynamaya” çağıran kıpır kıpır, fıkır fıkır parçayla bir anda bütün farklılıklar silindi ve pist anında doluverdi. Herkes kendini müziğin ritmine kaptırmıştı. Biraz önceki ayrıştırıcı, hatta biraz aşağılayıcı tavırlardan eser kalmamıştı. Pistin bu kadar hızlı dolmasından mutlu olup cesaretlenen DJ’in aynı minval oyun havalarından devam etmesiyle bir süre sonra bir de baktım ki herkes birbirine kaynaşmış.  Kılığa kıyafete bakmadan karşılıklı oynamalar, el ele kol kola halay çekmeler, müziğe bağıra çağıra eşlik etmeler, hatta sarılmalar gırla.

“Hey Allah’ım” dedim, MÜZİK nelere kadir. İçimi bir neşe, bir huzur, bir UMUT kapladı.

Yorum Yaz

Hizmetimizi geliştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Ayrıntılı bilgi Tamam