Yalnızlığın Renkleri

Arzu Okumuş
2 dakika
-+=

Yalnızlığın rengi vardır bilir misiniz? Hem de birçok rengi.

Hava berrak, gök mavi, deniz mavi. İçiniz kıpır kıpır, capcanlı ruhunuz. Birden bir haber alırsınız, içiniz öyle acır, öyle acır ki… Masmavi göğe bakarsınız çıt yok. Denize bakarsınız habire kıyıya ulaşma telaşında, size aldırış bile etmez. Ve içinizi çeke çeke, ağlarsınız avuçlarınızın içine.

Yalnızlık kırmızıdır bazen. Bir bahar günü… Nice umutların yüklü olduğu bir Mayıs günü. Bir doğum günü. Kırmızı benekli bir kelebek kıpkırmızı bir gül goncasına konar. Gül onu sarıp sarmalar. Gözleriniz bu muhteşem manzarayı seyre dalar, sessiz sessiz ağlar.

Kimi zaman yemyeşil gelir yalnızlık. Umut gibi yeşil, hayat gibi yeşil. Cennet gibi yeşil. Bir çift gözden medet umar, sizi kurtarsın istersiniz. Yalvarmaya diliniz varmaz günah olur diye, ama yalvarırcasına bakarsınız gözlerinin içine. Sırtını döner ve gider, kalakalırsınız, gök kubbe üzerinize çökmüş gibi çaresiz ve kimsesiz. Çöker dizlerinizin üstüne dövüne dövüne ağlarsınız.

Nar çiçeklerini bilirsiniz. Capcanlı, şen şakrak, salınır “ben aşkın meyvesini vereceğim” der gibi şımararak. Bir nar çatlayıp ikiye bölünür hayalinizde. Yarısını yersiniz, yarısı kalır elinizde. İşte yalnızlık öyle beklenmedik gelir nar çiçeği renginde. Yığılır nar ağacının altına, gözyaşlarınızı toprağa dökersiniz.

Sonra bir sonbahar günü can evinizden vurur sizi. Yağmurların ıslattığı, hazan rüzgarının savurduğu, sarı sarı yapraklarla gelir yalnızlık. Sırtınızı dayadığınız bir tabuta mı sarılsanız, önünüzde duran kuyuya mı atlasanız bilemezsiniz. Öyle bakakalırsınız.  Ölenle ölemezsiniz. Eliniz koynunuzda, diliniz susmuş göz yaşlarınızı içinize dökersiniz.

Bir kış günü lapa lapa yağan karı izlerken anımsarsınız kırgın ayrıldıklarınızı. Son mutlu anınız beyaz karlarla örtülü bahçenizde sizin için elleriyle hamsi ızgara yapışıdır. Cama dayarsınız alnınızı, öyle üşür ki yüreğiniz, tutamazsınız göz yaşlarınızı.

Herkes yalnızlığı kara tasavvur eder ya; öyledir gerçekten. Karanlık kapkaranlık, yıldızsız bir gece vakti çöküverir üzerinize uykusuzluk. İçinize birdenbire doluverir ıssızlık. Yalnızlık bile sizin kadar yalnız değildir. Telefon rehberiniz isimlerle dolu olsa da herkes Kaf Dağı kadar uzaktır. Ağlarsınız, ağlarsınız, ağlarsınız…

Yorum Yaz

Hizmetimizi geliştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Ayrıntılı bilgi Tamam