Kutlu Düşüş

Yıldız Çetintaş
2 dakika
-+=

“Düz çizgi tanrısızdır” der,  mimar ve ressam Friedensreich Hundertwasser. Onlar, düz ve köşeli cetvellerle vicdan azabı çeken kişiler tarafından yaratılmıştır. Viyana sanat ekolüne karşı çıkan güçlü tavrı, inşâ ettiği sıra dışı belediye evlerinde kendisini gösterir. Onun, bu evlerin zemin ve duvarlarındaki eğrilikler, yamuk pencereler, binaların terasına yerleştirilen ağaçlar ve kullandığı renklerle dünyaya anlatmak istedikleri vardır. Yaşam hareketlidir. Varoluşun temelinde bulunan farklılıklar, çeşitliliği; onların bir arada bulunması da zengin bir hareketliliği yaratmaktadır.

Hundertwasser’in evlerine benzer bir anlayışı çağlar öncesi bir dönemde Mezopotamya topraklarında görürüz. Efsaneye göre Babil kralı II. Nebukadnezar’ın eşi, Anadolu topraklarından gelmiştir. Fakat Mezopotamya’nın sıkıcı düzlükleri, onun tepeler, vadiler ve nehirlerle dolu vatanına olan hasretini daha da artırmıştır. Eşine neşesini yeniden kazandırmak isteyen kral, yaşadıkları toprakları hareketlendirecek göğe doğru yükselen kuleler yaptırır ve bu kulelerin her katını bitkilerle donatarak, uzaktan bakanın adeta havada asılıymış gibi duran bahçeler görmesini sağlayan bir yapı inşa eder. Gerçek olup olmadığını hâlâ bilemediğimiz Babil’in Asma Bahçeleri, sadece kraliçeyi değil, düşüncesi ile bugün bizleri de heyecanlandırmaya devam ediyor.

Zıtlık üzerine çalışan rasyonel akıl, 0/1 prensibi üzerinden ilerler. İyinin karşısında kötü, siyahın karşısında beyaz vardır. Bu düz bir çizgidir. Oysa dereceli bir bakış, kötülüğün henüz tamamlanmamış, eksik bir iyilik olduğunu bize söyler. Siyah ve beyaz arasında grinin sayısız tonu bulunmaktadır. Dinamizmi yaratan  bu farklılıklardır. Tekdüzeliğin katılığı karşısındaki bu hareket bazen aşağı bazen de yukarı doğru gerçekleşir.

Hz. Âdem, cennetten dünyaya “düşmüştür”. Geldiği yere tekrar çıkabilmek ve bu dairesel hareketini tamamlayabilmek için kendisine bir hayat verilmiştir. Ondan beklenen, “aslî vatanına” indiğinden daha kâmil bir halde dönebilmesidir. Fakat tekrar kavuştuğu aynı cennet olmayacaktır. Burası da artık onun gibi, daha güzeldir. Kendisinin mirasçısı olan Âdemoğullarının yaşamları içinde de, tekâmül edebilmeleri  için, düşüşler saklıdır. Doğum ve ölüm ikiliğinin arasında  yaşanan tüm iniş ve çıkışlar, Âdem’in insan olma macerasının basamaklarıdır.

Konforumuz olan cennet, bizi mutlu eder ama potansiyelimizi ortaya çıkarmaz. Düştüğü yerden kalkmayı becerebilen, bu hareketler sayesinde büyümeyi sürdürerek diri kalabilir. Düz çizgiler güvenlidir. Fakat akmayan, hareketsiz, neşenin ve hüznün olmadığı bölgelerdir. Çeşitlilik riskler taşır, ama enerjiktir.

Yaşam yolculuğu önümüze seçeneklerini cömertçe sunar ve genelde en katılaştığımız alanlara kuyular bırakır. Tohumun karanlıkta büyümesi gerektiği gibi, insan da zamanı geldiğinde kuyunun gölgesinden yukarı doğru yükselir. Işığı takip eden tohumların istikameti bellidir. Süre değişir ama hareket değişmez. Gücünü değişimden alan hayatlar da yerinde saymayacaktır. Bu durumda, canlılığımızın ölçüsü değişime karşı gösterdiğimiz uyum olacaktır.

6 Yorum

Elif Solakoğulları 17 Temmuz 2023 - 09:57

Bulanmadan , donmadan akabilmek ne büyük bir güzellik. Bakış açınız çok hoş. Kaleminize bin bereket.

Cevapla
Yıldız 17 Temmuz 2023 - 10:12

Çok teşekkür ederim, ne güzel birlikte buralarda akabilmek…

Cevapla
Fatma Onat 17 Temmuz 2023 - 19:22

Harika bir yazı. Hayat döngüsünü müthiş bir görsel hikayeye dönüştürerek basitçe anlatabilme kabiliyeti sergilenmis. 🌺

Cevapla
İmren 17 Temmuz 2023 - 19:57

Düşmek ve kalkabilmek dileğiyle…
Kalemine sağlık …

Cevapla
Gül varlı 17 Temmuz 2023 - 23:47

Karmaşadan ferahlığa bir nefes

Cevapla
Fatma Çal 18 Temmuz 2023 - 16:37

Çok güzel, müstefit oldum efendim. İlhamınız bol, gönlünüz geniş olsun.

Cevapla

Yorum Yaz

Hizmetimizi geliştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Ayrıntılı bilgi Tamam